BUCA OSB MAHALLESİ 2/20 SOKAK NO:16 BEGOS BUCA/İZMİR
0232 749 00 49 - 0532 673 49 49
KÖŞE YAZILARI
'Güvenle Büyü' Türkiye
'Güvenle Büyü' Türkiye
NİLÜFER KARADAL
nilufer.karadal@gmail.com
27 Ağustos 2013

30 Haziran 2012 de özel sektör, kamu birimleri dahil tüm çalışanları kapsama altına alan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayımlandı. Böylece ilk defa bağımsız bir kanun olarak İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) üzerinde çalışma yapıldı. Daha önce 4857 Sayılı İş Kanunu içerisinde bulunan, bazı yönetmelik ve tüzüklerle desteklenen İSG mevzuatı artık kanunlaştı. Türkiye bu tarih itibari ile yeni bir sabaha uyandı. Artık amacımız büyüyen gelişen Türkiye’yi “Güvenle” büyütmekti…

Yayımlanan yönetmeliklerle desteklenen 6331 Sayılı kanun, bakalım bize ne gibi yenilikler getiriyor. Gelin bir göz atalım:

Kamu ve özel sektörde çalışan herkes kanundan yararlanabilmektedir. Kanun aynı zamanda çırak ve stajyerler için de geçerlidir. Her çalışan, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili uygulamalardan faydalanacak ve bütün işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları oluşturulacaktır.

İşverene iş sağlığı ve güvenliği hizmeti için alternatif çözümler sunulmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işyeri bünyesindeki, İSG eğitimi almış personel tarafından sağlanması gerekmektedir. Ancak işyerinde İSG eğitimi alarak bu görevi üstlenecek uygun vasıflara sahip bir personel bulunmaması halinde, bu hizmet, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden sağlanarak da yerine getirilebilecektir. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin tam süreli görevlendirilmesi gereken işyerlerinde, işveren, ‘İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi’ kurmakla yükümlüdür. Gerekli şartları taşıması durumunda, işverenin kendisi de iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin bir kısmını üstlenebilecektir.

Risk değerlendirmesinin yapılmaması ve hayati tehlike tespiti işi durdurma sebebi oluyor. Genç, yaşlı, engelli, gebe, emziren çalışanlar ve kadın çalışanlar gibi öncelikli grupta yer alan çalışanların durumunun risk değerlendirmesinde özellikle dikkate alınması sağlanmış ve alınan önlemlerin çalışanlara uygun olma zorunluluğu getirilmiştir. Buradan yola çıkarak, çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal, yapı işleri ve tehlikeli kimyasallarla çalışılan sektörler veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmaması işi durdurma sebebi sayılacaktır. Çalışanların işin durdurulmasından dolayı işsiz kalması halinde ücretleri korunarak mesleklerine uygun başka bir işe verilmesi veya ücretlerinin ödenmesi işverenin yükümlülüğünde olacaktır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, küçük işletmelere de destek olacak. Kamu kurumları hariç 10’dan az çalışanı olan ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin, ekonomik sürdürülebilirliklerinin sağlanması amacıyla, İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesinde, Bakanlık maddi destekte bulunacaktır.

Çalışanlar sağlık muayenesinden geçmeden işe başlayamıyor. Çalışanlar için riskli durumların belirlenebilmesi, hassasiyetlerin saptanması ve alınacak önlemlerin bu doğrultuda oluşturulabilmesi için tüm çalışanların sağlık muayenesine tabi tutulmaları gerekmektedir. Bu yükümlülüğün maliyeti işveren tarafından karşılanacaktır. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacak olanlar ise yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamayacaklardır.

İş kazası ve meslek hastalıkları kayıtlarının etkin ve güncel olması hedeflenmektedir. Böylece yaşanan olumsuz deneyimlerin tekrarlanmaması ve oluşabilecek zararların önüne geçilmesi sağlanacaktır. İşyeri hekimi ve sağlık görevlileri tarafından meslek hastalığı ön tanısı konulan vakalar, yetkili sağlık birimlerine sevk edileceklerdir. İş kazası ve meslek hastalıkları artık sadece sosyal güvenlik kurumuna bildirilecektir. Yetkili sağlık birimleri ise iş kazaları ve teşhis koydukları meslek hastalıklarını 10 gün içinde sosyal güvenlik kurumuna bildireceklerdir.

İlkyardım, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi, ciddi ve yakın tehlikeyle karşılaşılması gibi acil durumlar için önceden planlama ve hazırlık yapılması işyerlerinin yükümlülükleri arasına alınmaktadır.

Çalışanların olası tehlikelerin belirlenmesi ve risk değerlendirmesi çalışmalarında yer almaları ve alınacak önlemlerle ilgili öneri geliştirmeleri sağlanarak, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Böylece iş sağlığı ve güvenliği, çalışanların katkı ve katılımıyla sağlanacaktır.

Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği için bilgi ve eğitim ile donatılacaktır. İşveren, tüm çalışanlarını iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgilendirmekle yükümlüdür. Aynı zamanda tüm çalışanlar, işyerinde karşılaşabilecekleri her durum hakkında olduğu gibi, hak ve sorumlulukları ile ilgili de bilgilendirilecektir. Çalışanlar için bir başka zorunlu eğitim ise mesleki eğitim olarak belirlenmiştir. Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde çalışacak olanların, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgelemeleri şart olmuştur. Böylece iş sağlığı ve güvenliği, mesleki eğitimle de desteklenmiştir. Eğitim maliyetlerinin çalışana yansıtılmaması ve eğitim süresinin iş süresinden sayılması sağlanmıştır.

Çalışanlara, çalışmaktan kaçınma hakkı doğuyor. Ciddi ve yakın tehlikeyle karşı karşıya kalma ve talep edilmesine rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda çalışanlar, çalışmaktan kaçınma hakkına sahip olmuşlardır. Çalışanın, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmadığı dönemin ücretini alması ve gerek kanunlardan gerekse iş sözleşmelerinden doğan haklarının kısıtlanmaması sağlanmıştır.

Büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerlerine, işyerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporunun işletmeye başlanmadan önce hazırlanması yükümlülüğü getirilmiştir. Böylece muhtemel endüstriyel kazaların engellenmesine yönelik önleyici çalışmaların yapılması ve kaza gerçekleştiğinde meydana gelebilecek büyük ölçekli kayıplardan korunması sağlanmıştır.

Kanunun doğru ve etkin uygulanıp uygulanmadığının kontrolü için gerçekleştirilecek olan teftişler, bu teftişlerde görev alacak kişiler ve işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında yapılacak olan ölçüm, inceleme, araştırma faaliyetlerine ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Bu faaliyetler sonucunda belirlenen, kanundaki hükümlere aykırı davrananlara uygulanacak idari para cezaları da netlik kazanmış ve caydırıcı hale gelmiştir.

Nur topu gibi doğan 6331 Sayılı İSG kanunumuz hayırlara vesile olsun diyorum. Önümüzdeki süreç içinde büyük ve küçük tüm işletmelere katkı koymasını temenni ediyorum. “Güvenle Büyü Türkiye’m” diyerek noktayı koyuyor ve sağlıklı bir çalışma hayatı diliyorum…

DİĞER KÖŞE YAZILARI